31 Mayıs 2010 Pazartesi

Ne kadar da benziyor yalnızlığım, sustuğun anların dayanılmaz burukluğuna.

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Biz durmadan hayal kuranlar ve kurduğu her hayalin sonunda mutsuz olanlar ve bir ümit hesabına tekrar üzülmeyi göze alanlar,
Biz sevilmeyi hakettiğini düşünen bu yüzden seven, yani yine kendisini seven,
Biz aşkı oyun sanıp, sek sek oyununun sayılarına sırayla taş atmak misali çizdiğimiz sınırlara sürekli taş atanlar,
Biz inananlar, bu yüzden yaşayanlar,
Biz hep kayıp verdik.

Dağılın! Kukla oynatmıyoruz burda.
Acı çekiyoruz!

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Zamanın ti sesiydin,
Boğuk boğuk girdin hayatıma
Çığlıklarla çıktın gittin.

23 Mayıs 2010 Pazar

-di'li geçmiş zamanımın, iy(e/i)lik eki.

22 Mayıs 2010 Cumartesi

21 Mayıs 2010 Cuma

Korkularımın son suçlarını birbirine tutturuyorum acılarla. Sonra upuzun bir yığıntı oluyor hayatıma. İpi geriyorum tavanın en pis köşesine. Boynuma bağlıyorum, isteksiz. Son bir kez diyorum. Son kez kötülük yapmak için bakıyorum odaya. ''Hey dünya, gerçekten kötüsün'' diye bağırarak son yalanımı da atıyorum çamur gibi... dünyaya. Ayaklarımın altındaki Hayat taburesini deviriyorum. Ellerim son kez boğazıma gidiyor. Son kez çırpınıyorum sanki faydası olur gibi. Son kez iğrenç nefesimi savuruyorum havaya.